Millet İttifakı metninde “yok” ne diyor?
Millet İttifakı olarak yoluna devam etmeyi kabul eden 6’lı masa, iktidara gelmeleri halinde hükümet programı olacak olan seçim beyannamesini ve Ortak Politikalar Mutabakat Zaptı’nı dün kamuoyuna açıkladı. Altı farklı görüşten partinin 2 bin 500’e yakın unsur üzerinde anlaşarak uzlaşma metnini kamuoyuna sunması Türk siyasi tarihi açısından bir ilk oldu. Ancak metindeki başlıklar kadar olmayan başlıklar da tartışılmaya devam ediyor. Kürt sorunu, İstanbul Sözleşmesi, Aleviler ve LGBTİ+ sorunları gibi hak temelli konularda somut başlıkların bulunmadığı yönünde eleştiriler geldi.
En çok tartışılan konu İstanbul Sözleşmesi oldu. Metinde bazı mesajlar yer alsa da İstanbul Sözleşmesi’nin iade edileceğine dair net bir mesaj verilmedi. Saadet Partisi’nin çekinceleri nedeniyle metinde “İstanbul Sözleşmesi” ibaresi yer almadı. Bunun yerine metinde “Kadına yönelik şiddetle etkin mücadele ve şiddetin önlenmesi amacıyla uluslararası sözleşmeler ve ulusal mevzuat hükümlerinin etkin bir şekilde uygulanacağı” belirtildi.
“Kelimeler yeterli değildir”
Ancak bu açıklama kadın hakları savunucuları için yeterli değil. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, İstanbul Sözleşmesi’nin müzakere konusu olmaması gerektiğini söyledi. ’24 saat içinde sözleşmeyi imzalayacağız’ demek yetmez. Ataselim, “Siyasi iradenin yazılı metne çevrilmiş olması ve o metinde çok detaylı ifadelerin olması ancak İstanbul Sözleşmesi’nin olmaması bir tartışmanın olduğunu gösteriyor” dedi. Tam tersi olursa bedelini kadınlar öder diyebilirim.”
İstanbul Sözleşmesi ile birlikte LGBTİ+ haklarına dair bir mesaj da yoktu. LGBT+’ların haklarını savunan internet portalı KAOS GL’nin Genel Yayın Yönetmeni Yıldız Tar, DW Türkçe’ye bunun şaşırtıcı olmasa da acı verici olduğunu söyledi. Tar, “LGBTİ+ haklarından hiç bahsedilmedi. İstanbul Sözleşmesi’nden bile bahsedilmedi ve tüm bunlar kadar önemli olan toplumsal cinsiyet kavramına yer verilmedi. Bu açıdan bakıldığında LGBTİ+ karşıtı ve toplumsal cinsiyet karşıtı politikalar yürütülüyor. AKP-MHP iktidarı 6 puanlık masada devam ediyor, gördük ki kamuoyuna verecekleri mesajı vermişler.
Demokrasi beyannamesi 6’lı masada partilerin ana beyanı olduğunu hatırlatan Yıldız Tar, “Birbirlerini ikna edecekleri ümidi vardı. Bu ümidin gerçekçi olmadığını, Saadet Partisi’nin ilkelerinin sömürüldüğünü gördük. metne tam olarak yer verildi.Şu anda İstanbul Sözleşmesi’nde “Konuşmada tek bir cümlenin dahi verilmediğini ve ‘geri geleceğiz’ mesajının verildiğini anlıyoruz. Diğer 5 parti de anlaşmanın geri alınmasını istiyorsa bu, temel hak ve özgürlüklerle ilgili bir konuda Saadet Partisi’nde söz sahibi olamadıkları anlamına gelir.”
“Metni okuyan LGBTİ+ sorunu olmadığını düşünüyor”
Metinle ilgili diğer sorunun da “temel hak ve özgürlüklerin” siyasi bir pazarlık olarak ele alınması olduğunu belirten Tar, “LGBTİ+ haklarının bu pazarlığın dışında tutulması. Temel hak ve özgürlükler ne pazarlık ne de referandum meselesidir. Bunlar demokratik ve anayasal düzenin vazgeçilmez unsurlarıdır.Ne yaparsanız yapın, ister başkanlık sistemi, ister güçlendirilmiş parlamenter sistem olsun, demokrasi yoktur, insan hakları da yoktur. bu metin.”
Millet İttifakı’nın ortak mutabakat metnini okuyanların Türkiye’de LGBTİ+ konusunda bir sorun olmadığını algılayacağını söyleyen Yıldız Tar, “İktidar partisi ve ortağı MHP her gün LGBTİ+’ları hedef göstermiyor. bu ülkede LGBTİ+ ile ilgili bir sorun yok ve bu metinde yer almama hatasını da bu yüzden yapıyor.Böylece siyasetten uzak, siyasetin sorun alanlarını çözmekten uzak bir metinle karşı karşıyayız, dedi.
Kadınlarla ilgili olarak Tar, özellikle “Aile Bakanlığı” yerine “Kadın, Aile ve Çocuk Bakanlığı” kurulması vaadiyle ilgili olarak, “Bu, kadının yerinin aile içinde tanımlandığını gösteriyor. Diğer sorun ise metinde. AKP ve MHP’nin kurduğu sözde aile kurma konusundaki ‘aile elden gidiyor’ paranoyasını gerçeklikten uzak kabul ettiklerini ve aile kurumunu yerle bir etme korku politikasının doğru olduğunu ve kendilerinin de aile kurumunu yıkma korkusunu yaşadıklarını gösteriyor. Bu temelde yola çıkan “Bilgi yok. LGBTİ+’ları sapkın diye nitelendiren bir nefret iklimine kapılmaları samimi bile değil.”
“Kürt sorunuyla ilgili mesaj yok demek doğru değil”
Ortak metinde Kürtlerin haklarına doğrudan değinilmedi. Ancak DW Türkçe’ye konuşan RAWEST Araştırma’dan Roj Girasun, programda Kürt sorununa ilişkin herhangi bir mesajın yer almadığı yönündeki eleştirilere katılmadığını belirterek, “Programda Kürt sorunu ile ilgili tek kelime olmayabilir. metin, ama Kürt meselesi ana başlıklarında vaatler gördük.Parti kapatmayı zorlaştıran, dokunulmazlıklar, kayyum uygulamasına son veren.”Kürt meselesinde fiyatlandırılan konular” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın da bir televizyon programına katılarak, “Metinde Kürt yok” eleştirilerinin ardından, “Doğru değil bunlar. Kürt sorunuyla doğrudan ve dolaylı olarak ilgili unsurlar var. Bunun gibi kıymetli konular var.” dokunulmazlığın kaldırılmasını zorlaştırmak, partinin kapatılmasını zorlaştırmak, kayyum sorununun çözülmesini zorlaştırmak var” dedi.
Aleviler hayal kırıklığına uğradı
Ortak mutabakat belgesine Alevilerden de eleştiriler var. Belgede sadece Alevilerle ilgili “İmar planları yapılırken cemevlerine yer olmasını sağlayacağız” ifadelerine yer verildi. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Sekreteri İsmail Ateş, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada bu ifadenin hem tehlikeli hem de yetersiz olduğunu söyledi. Ateş, “Bu tabir kültür merkezi kurulması anlamına geliyor. Biz buna karşıyız. Burada cemevlerini kültür merkezi olarak gören iktidarla aynı noktadayız. ‘Cemevleri Alevilerin ibadethanesidir’ demek lazım. .”
Programın kendilerini hayal kırıklığına uğrattığını söyleyen İsmail Ateş, “Açıkçası canımız yandı. 2300 başlık paylaşıldı. Sözler halka verildi. Biz Alevi Bektaşiler bu açıklamayı sabırla bekliyorduk. Altı-altı ne olacak diye merak ediyorduk. Alevilerin onlarca yıldır dile getirdiği eşit yurttaşlık taleplerine ilişkin tablo analiz önerileri. Alevilik, Bektaşilik ve Kızılbaş’a ilişkin temel hak ve taleplerden tek bir kelime bile duymadık” dedi.
Cumhuriyetin 1.yüzyılında Alevilerin zulüm gördüğünü belirten İsmail Ateş, “Cumhuriyetin 2.yüzyılına girerken, Millet İttifakı’nın en azından bizi tanımasını ve hakkımızda projelerinde adımızın geçmesini bekliyoruz. Bizi görmezden gelmeleri aslında ısrarcı bir politikaydı.” Tedavisi yok. 2300 gol arasından sadece bir şey istedik. Bizi tanımlamayı bırakın ama bizi tanıyın, saygılı olun, inancımıza, kimliğimize sahip çıkın” dedi.
Beyannameye yazılmadan verilen sözlerin hiçbir anlamı olmadığını vurgulayan İsmail Ateş, “Beni tanımıyorsan sözlerin hiçbir anlamı yok. Temel talebimiz ibadethane olması, zorunlu din dersinin açılmasını istiyoruz. kaldırılsın.” Bunlar barışın önkoşullarıdır. Bunlar olmalıydı” dedi.
Başkan adayına mı bırakıldı?
Metnin oluşturulması için ciddi bir emek harcandığına işaret eden altı masa heyeti de DW Türkçe’ye, “Bazı tutarsız gri alanlar, farklı düşünülmüş konular metinde yer almıyordu ama seçimi kazandığımızda atmosfer bozuluyor. ve hava değişecek, o zaman bazı konularda ilerlemek daha kolay olacak.”
Edinilen bilgilere göre, cumhurbaşkanı adayı tarafından bazı eleştiri alanlarına ilişkin mesajlar verilecek. Bu noktada partilerin meclis çoğunluğu da bazı vaatlerin şekillenmesinde etkili olacak. Örneğin İstanbul Sözleşmesi konusunda altılı masadaki beş partinin anlaşması var ama Saadet Partisi’nin rezervleri var. Bu nedenle seçimden sonra sözleşme de kazanılırsa beş parti meclis gündemine getirilebilir. En yüksek oyu alan partilerin durumu da bu noktada daha belirleyici olacaktır.